16 Haziran 2014 Pazartesi

BAŞ

Biyolojiyi oldum olası sevdim: ilginçti ve sonu yoktu. Belki organların içinde, mikroskopla oynayarak büyümüşlüğün etkisi de vardır bu sevgide. Matematiği ve fiziği neden sevdiğimi ise hiç bilmiyorum. Belki birsürü varsayımları olmasına rağmen, bulmaca çözmeye benzedikleri ve iyi kötü bir sonuç verdikleri için olablir. Peki antropolojiyi, arkeolojiyi, paleontolojiyi neden seviyorum? Belki Indiana Jones etkisi, ama neyse ne, seviyorum. Bunların yanında  müzik ve atlardan vazgeçebilir miyim? Onları açıklamaya çalışmaya bile gerek yok, sedece deli gibi içimden geliyorlar...

Birşeylerde uzmanlaşmak için diploma almak şart mıdır gerçekten, yoksa diplomayı sadece 21. yüzyıl insanları bildiğimize dair kanıt istiyor diye mi alıyoruz?  22 yaşındayım ve 15 yıldır öyle ya da böyle okula gidiyorum ve daha da garibi hiç bitmeyecekmiş gibi geliyor. Sanki okumazsak yaşayamayacakmışız, ölene kadar mutsuz olacakmışız gibi bir baskı var üzerimizde farkında olmadığımız. Tamam birşeyleri öğrenmek, keşfetmek çok güzel, peşine düşmek çok güzel ama tek çaresi okul mu bunun?

Belki bunları tamamen kendimi rahatlatmak için düşünüyorumdur, çünkü istediğim herşeyi öğrenmemin ya da yaşamamın bir yolu yok ve en basitinden zaman yetmeyecek :) Bakalım ne olacak, ne kadarını yetiştirebilirim derken ölüp gideceğim bir yerde muhtemelen. Heyecanlı bir bekleyiş...

Genetiğe başlarken sadece seviyordum. İkinci sınıfın sonunda iyice bıkmış ve sıkılmıştım, bir bahanem olsa bırakırdım. Sonra farkettim ki, genetiği nereye çeksen gidiyor, neredeyse her alana bir şekilde bağlanır, bu yüzden bir daha sevdim. Daha yeterince bağlayacak bilgim yok sanırım ama öyle ya da böyle hayal etmeden yaşanmıyor. Göreceğiz olacakları.

Sevgiler,
Elif

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder