Yine merhabalar,
Stajın dördüncü haftasını da bitirdik. Bu hafta miRNA projesinin elle tutulur kısmını bitirmeyle uğraştık ve güzel sonuç aldık. Kod çalıştığındaki sevinç ise en güzel kısmıydı bence.
Hergün sevindiğimiz, üzüldüğümüz, şaşırdığımız ya da genellersek hissettiğimiz bir sürü şey oluyor illa ki. Bazen anlatacak, konuşacak kimse yokken etrafta, bazen etrafta olanlar dinlese de anlam veremiyor, aynı şeyleri hissettmiyor. Tabii ki normal herkesin aynı şeylere aynı tepkileri vermemesi ama bazen fazlasıyla sıkıntı yaratabiliyor. Paylaşılınca daha anlamlı ve kalıcı oluyor olabilir yaşananlar ama paylaşamadıkça yaşanan hayal kırıklığı da kaçınılmaz bazen. İşte o son bazende, kendini dağlara vurasın, bir Alexander Supertramp olasın geliyor, çünkü paylaşımın sadece insanlarla yapılmadığı da güzel bir gerçek. Pek çok varlığa göre algısı ve duyuları o kadar kapalı ki çoğu insanın...
Ne kadar yetenekli olunursa olunsun, üstünde zaman harcamadan bir işte ilerlemek çok zor. Bizse şuan üstünde uğraştığımız işe emek ve zaman veriyoruz, karşılığını da alıyoruz. Bu hem cesaret, hem de üretmenin hazzını veriyor. Alışık olmadığımız şeyleri anlamak, yorumlamak ve kafamıza oturtmak zorlasa da, alışıyoruz bir şekilde. Yalnız olmadığımızı bilmenin rahatlığı da var belki biraz. Aramızdan birisi kesin anlamış oluyor ve çekinmeden anlatıyor.
miRNA kodunu bitirdiğimizde, herkesin emeğinin olduğu ortak birşey çıkmıştı ortaya, heyecanlanmıştık. Bu kıymetli çünkü ortak duygular vardı ve birbirimizi o an iyi kötü anlıyorduk. Ekip böyle olunuyor demek ki :) Şüphesiz ki staj süresince işin biyoinformatik kısmı hakkında çok şey öğreneceğiz ama aynı zamanda farkında olduğumuz ve olmadığımız, işin sosyal kısmıyla ilgili de bir sürü şey öğreniyoruz ve öğreneceğiz. Son halimizi merakla bekliyorum...
Sevgiler,
Elif
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder